Marka Yaratmanın Altın Kuralları 1

Öncelikle marka ve markalamayla ilgili birkaç bilgi verelim. En yalın hâliyle marka; ürünün benzerlerinden ayrışması için oluşturulmuş bir kimliktir. Bilinen en temel hikâyeden yola çıkarsak, bir sepetteki elmalardan birinin işaretlenip damgalanması, onu diğer elmalardan ayırır. Bu damganın bir ismi, rengi, modeli kısaca ona özgü bir tasarımı olmasına marka, bu işleme de markalama denir. Siz, elma seçimini yapacağınız zaman kısaca şöyle diyebilirsiniz: Hayır o elma değil, "DMG" yazılı olan.

Günümüzde, bu işlem pazardaki benzer ürünlerin fazlalılığı sebebiyle çeşitli aşama ve katmanlarla boyut değiştirmiş, her marka artık yaşayan bir insan kişiliğine sahip olmuştur. Ve her markanın tüketiciye bir vaadi vardır: En hızlı, en temiz, en güvenli, en güzel, en sağlıklı gibi.

Şimdi, sektörün duayenleri Al Ries, Laura Ries tarafından yazılan ve başucu yapacağınız "Markanın Yaratmanın 22 Kuralı" adlı kitabın her bir kuralını inceleyerek doğru marka nasıl yaratılır öğreneceğiz. 

 

01. Yayılma Kuralı

Bir markanın gücü yayılma alanıyla ters orantılıdır.

Markanız istenildiği kadar güçlü ve büyük olsun her şeyi temsil edemez. Coca Cola gibi markanın mesajlarına baktığımızda sadece mutluluğu sahiplendiği görürüz. Peki ya Chevrolet’yi düşündüğünüzde aklımıza ilk ne geliyor? Motor, otomobil ya da bilgisayar markası mı? Oysa Chevrolet, Amerika'da uzun süre en çok satan araba markalarından biri olmuştur. Neredeyse sayısız modeli mevcuttur. Bu sebeple Chevrolet'nin ilk söylenildinde zihnimizde oluşturduğu kesin bir imge yoktur. Markanızın adını duyurabilmek, hızlı sonuç almak adına fabrikada üretilen her şeyi Chevrolet olarak damgalamak kısa vadede satışları yükseltir ama uzun vadede tüketiciler “Chevrolet nedir?” sorusuna cevap veremeyecek mesaj bulanıklığı yaşar. Bu da mevzubahis markanın gücünü baltalar.

Hedef kitle günde binlerce reklam ve sloganla karşı karşıya kalır. Eğer Corvette hızlı bir araba ise Chevrolet farklı bir özelliğe sahip olmalıdır. Aynı anda iki otomobilin de hızlı oması mümkün müdür? Belki evet ama bunu sahiplenmek yerine farklı açılardan yeni değerler keşfedilmelidir. Markalar ancak dar bir segmentte faaliyet gösterip tek bir kısa kelimeyle ifade edilebildiğinde tüketici zihninde yer alabilirler.

Volvo deyince aklınıza ne geliyor? Evet, bizim de "Güvenlik".